top of page

KORUMA TEDBİRLERİ NEDENİYLE TAZMİNAT

AV.NİHAT KAYA

24 Oca 2024

KORUMA TEDBİRLERİ NEDENİYLE TAZMİNAT

KORUMA TEDBİRLERİ NEDENİYLE TAZMİNAT

Kamu gücünü elinde tutan devletin, yargılama başlamadan önce yargı eli ile suç ile mücadelede bazı tedbirlere yönelik kararlar verdiği görülmektedir. Bu tedbirler, insanın en kıymetli olan hayatı ve sahibi olduğu geri döndürülemeyecek zamanı üzerinde en önemli etkilerini bıraktığı için kanun koyucular tarafından, bu kukusal olgunun gelişiminde, haksız uygulanan tedbirlerden doğan zararların telafi edilmesi için bazı düzenlemeler yaptıkları görülmüştür. Devleti yöneten insanlar olduğuna göre, yanlış tedbirlerden ötürü bir zarara uğrayan kişinin zararının telafi edilmesinin gerekliliği, tedbirlerden ötürü yanlış uygulamalardan kaynaklı zarar için devlet içindeki ilgili kişilere rücu mekanizmasından önce, masum ve haksızlığa uğramış kişilerin zararının giderilmesindeki öncelik, adalet ve hakkaniyet prensiplerine uygun olacaktır. 

Türk hukuk sisteminde koruma tedbirleri nedeniyle tazminat konusunda ilk esaslı çalışma 1956 yılında kanun teklifi olarak komisyona sunulmuş, Adalet Komisyonu tarafından ülke ihtiyaçlarına uygun olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Daha sonra koruma tedbirleri nedeniyle tazminat ödenmesi “haksız ve hukuka aykırı yakalama ve tutuklama” koruma tedbirleri ile sınırlı olarak 1961 Anayasa’sının 30. maddesinde yer almıştır. Anayasa’da yer alan bu düzenleme doğrultusunda, 07.05.1964 tarih ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun kabul edilmiştir. Haksız yakalanan ve tutuklanan kimselere tazminat ödenmesine ilişkin düzenlemeye 1982 Anayasası’nda da yer verilmiş ve 19. maddesinde yakalama ve tutuklama koşullarına işaret edildikten sonra maddenin son fıkrasında, “Bu esaslar dışında bir işleme tabi tutulan kişilerin uğradıkları zarar kanuna göre, devletçe ödenir” hükmüne yer verilmiştir.  Koruma tedbirlerinden doğan zararın giderilmesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda da düzenlenmiştir. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 18. maddesi ile 466 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yedinci bölümünde “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” ana başlığı altında 141. maddesinde tazminat nedenleri, 142. maddede yargılama usulü, 143. maddede tazminat nedenin daha sonra gerçekleşmediğinin anlaşılması nedeniyle ödenen tazminatın geri alınması ve 144. maddede ise tazminat isteyemeyecek kişiler düzenlenmiştir.

Her ne kadar ülkemizdeki bu tazmin talebinin gelişiminin başlangıcında, bu tazmin talebi bir lüks sayılsa da zamanla kanunlarımızdaki düzenlemelerde yer alarak kişisel özgürlüklere yapılan haksız müdahalelerde, zararın tazmininde bir teminat olmuştur.

5271 Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre tazminat istemi, aşağıda belirttiğimiz madde gereğince haksız olarak, yakalanan, gözaltına alınan tutuklanan ve yine madde kapsamındaki hallerde, yine yasanın belirlediği şekil kurallarına uygun olarak yapılabilmektedir.

TAZMİNAT İSTEMİ

MADDE 141.- (1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,

b) Kanuni gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,

c) Kanuni hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

f) Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,

g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hallerde sözle açıklanmayan,

h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,

i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,

j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

k) (Ek : 6459 - 11.4.2013 / m.17)  (Değişik ibare: 7499 - 2.3.2024 / m.12 / Yürürlük / m.40/a) “Yakalama, adli kontrol” veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan,

l) (Ek : 7499 - 2.3.2024 / m.12 / Yürürlük / m.40/a) Konutunu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dâhil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

Kişiler, maddi ve manevi her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

(2) Birinci fıkranın (Değişik ibare: 7499 - 2.3.2024 / m.12 / Yürürlük / m.40/a) “(e), (f) ve (l) bentlerinde” belirtilen kararları veren merciler, ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilen karara geçirilir.

(3) (Ek : 6545 - 18.6.2014 / m.70) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.

(4) (Ek : 6545 - 18.6.2014 / m.70) Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu eder.

141. madde belirtilen haller devletin yargı gücünü kullanırken hangi alanlarda sorumluluk sahibi olduğunu ve kişi özgürlüğünün hangi yargısal faaliyetler neticesinde haksızca kısıtlanmış olduğu durumları özetlemektedir.

TAZMİNAT İSTEMİNİN KOŞULLARI

MADDE 142.- (1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.

(2) İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır. (Ek cümleler: 7499 - 2.3.2024 / m.13 / Yürürlük / m.40/a) “Ancak, 141 inci maddenin birinci fıkrasının (e), (f) ve (l) bentleri kapsamındaki istemler bakımından 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Bu fıkra uyarınca 6384 sayılı Kanun kapsamında olmasına rağmen ağır ceza mahkemesine yapılan istemler, Komisyona gönderilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren ve girmeyen istemler birlikte yapılmış ise ağır ceza mahkemesi görev alanına girmeyen istemleri ayırmak suretiyle Komisyona gönderir. Bu hâllerde ağır ceza mahkemesine yapılan istem tarihi esas alınır.”

(3) Tazminat isteminde bulunan kişinin dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi gereklidir.

(4) Dilekçesindeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda mahkeme, eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi halde istemin reddedileceğini ilgiliye duyurur. Süresinde eksiği tamamlanmayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere reddolunur.

(5) Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını (Değişik ibare: 7499 - 2.3.2024 / m.13 / Yürürlük / m.40/a) “iki hafta” içinde yazılı olarak bildirmesini ister.

(6) İstemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapmaya veya hakimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir.

(7) Mahkeme, istemde bulunanı, Cumhuriyet savcısını ve Hazine temsilcisini dinledikten sonra kararını verir. (Değişik 7. fıkra: 5353 - 25.5.2005 / m.20) (7) Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kağıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.  

(8) Karara karşı, istemde bulunan, Cumhuriyet savcısı veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna başvurabilir; inceleme öncelikle ve ivedilikle yapılır. (Ek cümleler: 7499 - 2.3.2024 / m.13 / Yürürlük / m.40/a) “Karar yerinde görülmezse bölge adliye mahkemesince işin esası hakkında karar verilir. Bölge adliye mahkemelerince bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”

(9) (Ek: 7078 - 1.2.2018 / m.139)  Tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödenir. Ancak, ödenecek miktar Tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maklu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamaz.

(10) (Ek: 7078 - 1.2.2018 / m.139)  Tazminata ilişkin mahkeme kararlan, kesinleşmeden ve idari başvuru süreci tamamlanmadan icra takibine konulamaz. Kesinleşen mahkeme kararında hükmedilen tazminat ile vekâlet ücreti, davacı veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirimin yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde ödenir. Bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde, karar genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.

142. maddede tazminat istemi şekli bazı kurallara bağlanmış olduğundan süreye riayet edilmemesi hak kayıplarına neden olabileceği gibi, usule uygun olmayan işlemler nedeniyle hakka ulaşmakta zorluklar yaşanabilecektir.

TAZMİNATIN GERİ ALINMASI

MADDE 143.- (1) Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararı sonradan kaldırılarak, hakkında kamu davası açılan ve mahkûm edilenlerle, yargılamanın aleyhte yenilenmesiyle beraat kararı kaldırılıp mahkûm edilenlere ödenmiş tazminatların mahkûmiyet süresine ilişkin kısmı, Cumhuriyet savcısının yazılı istemi ile aynı mahkemeden alınacak kararla kamu alacaklarının tahsiline ilişkin mevzuat hükümleri uygulanarak geri alınır. Bu karara itiraz edilebilir.

(2) Devlet, ödediği tazminattan dolayı, koruma tedbiriyle ilgili olarak görevini kötüye kullanan kamu görevlilerine rücu eder. (Değişik 2. fıkra: 5353 - 25.5.2005 / m.21) (2) Devlet, ödediği tazminattan dolayı, koruma tedbiriyle ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan kamu görevlilerine rücu eder. (2) (...) (Madde 143'ün 2. fıkrası, 28.6.2014 tarihli ve 29044 sayılı R.G.'de yayımlanan, 18.6.2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 103/c-1. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)  

(3) İftira konusunu oluşturan suç veya yalan tanıklık nedeniyle gözaltına alınma ve tutuklama halinde; Devlet, iftira eden veya yalan tanıklıkta bulunan kişiye de rücu eder.

TAZMİNAT İSTEYEMEYECEK KİŞİLER

MADDE 144.- (1) Kanuna uygun olarak (Değişik ibare: 7499 - 2.3.2024 / m.14 / Yürürlük / m.40/a) “yakalanan, adli kontrol altına alınan” veya tutuklanan kişilerden aşağıda belirtilenler tazminat isteyemezler:

a) Gözaltı ve tutukluluk süresi başka bir hükümlülüğünden indirilenler.a)(...) (Madde 144'ün birinci fıkrasının a bendi, 30.4.2013 tarih ve 28633 sayılı R.G.'de yayımlanan 11.4.2013 tarih ve 6459 sayılı Kanun'un 18. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)  

b) Tazminata hak kazanmadığı halde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hale dönüşenler.

c) Genel veya özel af, şikayetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenler.

d) Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler.

e) Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek (Değişik ibare: 7499 - 2.3.2024 / m.14 / Yürürlük / m.40/a) “gözaltına alınmasına, adli kontrol altına alınmasına” veya tutuklanmasına neden olanlar.

Yukarıda kısaca belirtilen kanun maddeleri ve açıklamalardan anlaşılacağı üzere kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasında “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” hukuki güvencesi, temelini Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de kabul etmiş olduğu uluslararası belgelere, Anayasa’ya ve CMK’na dayanmakta olup modern hukuk devletlerinin vazgeçemeyeceği hukuki güvencelerdendir.

                                                                                                                           

Av. Nihat KAYA

 

İletişim

Mansuroğlu Mahallesi Ege Sun Plaza A Blok 295/2 Sk. No:1/1 K:3

D:331

35530 Bayraklı/İzmir

Tel:  (0232) 489 39 36

nihatkaya@avukatnihatkayaizmir.com

Mesajınızı aldık. En kısa sürede sizinle iletişime geçeceğiz.

bottom of page