top of page

VASİYETNAMENİN İPTALİ OLMADIĞI TAKDİRDE TENKİS İSTEMİ

AV.NİHAT KAYA

21 Nis 2025

Çelişkili Rapora Değer Verilmemesi Gerektiği - Raporda Taşınmazın Arsa Değerinin 2018 Yılına Göre Belirlendiği Yazılı İken Sonuç Kısmında Taşınmazın Yapılarla Birlikte Çeşitli Tarihlere Göre Toplam Değerlerinin Yazılı Olduğu Ancak Bu Kısımlarda Arsa Değerinin Hangi Tarihlere Göre Hangi Veriler Esas Alınarak Belirlendiği Hususunda da Açıklık Olmadığının Dikkate Alınması Gerektiği

T.C.

YARGITAY

7. HUKUK DAİRESİ

E. 2023/3572

K. 2024/4207

T. 1.10.2024

• VASİYETNAMENİN İPTALİ OLMADIĞI TAKDİRDE TENKİS İSTEMİ ( Çelişkili Rapora Değer Verilmemesi Gerektiği - Raporda Taşınmazın Arsa Değerinin 2018 Yılına Göre Belirlendiği Yazılı İken Sonuç Kısmında Taşınmazın Yapılarla Birlikte Çeşitli Tarihlere Göre Toplam Değerlerinin Yazılı Olduğu Ancak Bu Kısımlarda Arsa Değerinin Hangi Tarihlere Göre Hangi Veriler Esas Alınarak Belirlendiği Hususunda da Açıklık Olmadığının Dikkate Alınması Gerektiği )

• BİLİRKİŞİ RAPORU ( Parselin Yapılarla Birlikte Toplam Değerinin Hesaplandığı Oysa Murisin Bu Taşınmazda 776/6262 Oranda Hisse Sahibi Olduğu Dikkate Alınmadan Tenkis Hesaplamasının Yapılmış Olmasının İsabetsiz Olduğu )

• ÇELİŞKİLİ RAPOR ( Değer Verilmemesi Gerektiği/Raporda Taşınmazın Arsa Değerinin 2018 Yılına Göre Belirlendiği Yazılı İken Sonuç Kısmında Taşınmazın Yapılarla Birlikte Çeşitli Tarihlere Göre Toplam Değerlerinin Yazılı Olduğu Ancak Bu Kısımlarda Arsa Değerinin Hangi Tarihlere Göre Hangi Veriler Esas Alınarak Belirlendiği Hususunda da Açıklık Olmadığının Dikkate Alınacağı - Vasiyetnamenin İptali Olmadığı Takdirde Tenkis İstemi )

4721/m.506,564

ÖZET : Uyuşmazlık, vasiyenamenin iptali olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. Mahkemece tenkis talebi yönünden, miras bırakanın terekesi araştırılmış ve terekedeki taşınır taşınmaz malvarlığının ölüm tarihi itibariyle değerlerinin tespiti için bilirkişi raporu alınmışsa da; tenkis hesabının yapıldığı hukukçu bilirkişi raporuna ve hükme esas alınan 28.05.2018 tarihli inşaat bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı hususu dikkate alınmamıştır. Şöyle ki; incelenen raporun "tespitler" başlıklı bölümünde, 230 ada 5 parsel sayılı taşınmazın üzerinde 72 m2,42 m2 ve 88 m2 olmak üzere üç adet yapı olduğu belirtildiği halde raporun devamında yapılan hesaplamalarda yapıların 144 m2, 42 m2 ve 88 m2 olarak esas alındığı görülmüş, çelişkili rapora değer verilmemesi gerektiği anlaşılmıştır. Öte yandan, raporda taşınmazın arsa değerinin 2018 yılına göre belirlendiği yazılı iken, sonuç kısmında taşınmazın yapılarla birlikte çeşitli tarihlere göre toplam değerlerinin yazılı olduğu ancak bu kısımlarda arsa değerinin hangi tarihlere göre, hangi veriler esas alınarak belirlendiği hususunda da açıklık olmadığının dikkate alınması gerekmektedir.

Tüm bunların dışında, anılan bilirkişi raporunda 230 ada 5 parselin yapılarla birlikte toplam değerinin hesaplandığı, oysa murisin bu taşınmazda 776/6262 oranda hisse sahibi olduğu dikkate alınmadan tenkis hesaplamasının yapılmış olması da isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki vasiyenamenin iptali olmadığı takdirde tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : I. DAVA

Davacı vekili, muris ...'in noterde düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile toplamda 7 adet taşınmazı davalı oğlu ...'e vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin hukuka aykırı ve geçersiz olduğunu, noterde vasiyetname düzenlenirken doktor raporu bulunsa da murisin vasiyetname düzenlemeye yetkin olmadığını, bir çok kronik rahatsızlığı ve alkol probleminin olduğunu, murisin vasiyetname hazırlayacak hukuki ehliyetinin bulunmadığını açıklayarak vasiyetnamenin iptaline, olmadığı takdirde davacıya ait payın tenkisi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, murisin akıl ve beden sağlığının yerinde olduğunu, hukuki ve fiili işlem yapma ehliyetinin bulunduğunu, tenkis davasının 1 yıllık süre içerisinde açılmadığını hak düşürücü süreden sonra açılan davannın reddi ile 08.06.2012 ölüm tarihi itibari ile 3 yıl önce gerçekleşen vasiyetnameler bakımından murisin borcuna ilişkin senetlerin var olduğunu, murisin 1308 parsel sayılı taşınmazı sağlığında sattığını, davacı tarafın saklı payı zedeleme kastıyla yapıldığının ispatlaması gerektiğini, murisin ölüm tarihi itibariyle adına kayıtlı taşınmaz malları üzerine kayıtlı aracı ve Ziraat Bankası Havsa şubesinde parasının bulunduğunu, davacıların da haklarını aldığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile murisin işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğu, vasiyetnamenin iptal sebebinin bulunmadığı, tenkis talebi bakımından ise temlik içi ve dışı terekenin belirlendiği, ölüm tarihi itibariyle değerlerinin ve davacının saklı payının tespit edildiği, davacının saklı payına tecavüz bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde, murisin vasiyetnamenin düzenlendiği sırada fiil ehliyetinin bulunduğu tespit edilmiş ise de, murisin davalıya borçlu ve senetlerin bulunması dolayısı ile vasiyetnamenin yapıldığına ilişkin iddiaya yönelik delil sunulmadığını, ilgili hususu davalının ispatlaması gerektiğini, murisin vasiyetname yapmaya zorlandığını, bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmediğini, vasiyet dışı bırakılan taşınmazların paylı olduğunu, tenkis hesabına itirazlarının taşınmazların pay durumuna göre ayrımı yapılmadan değerlendirildiğini, tenkis hesabının da bilirkişiler tarafından doğru bir şekilde yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf dilekçesinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vasiyenamenin iptali olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 565/4. maddesinde, mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmaların tenkise tabi olduğu düzenlenmiştir.

2. Tenkis ( indirim ) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların ( bağış ) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu ( inşai ) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma ( temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 Sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 Sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir ( TMK 564 ). Mirasbırakanın TMK'nın 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği, bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif ( nesnel ) ve sübjektif ( öznel ) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece tenkis talebi yönünden, miras bırakanın terekesi araştırılmış ve terekedeki taşınır taşınmaz malvarlığının ölüm tarihi itibariyle değerlerinin tespiti için bilirkişi raporu alınmışsa da; tenkis hesabının yapıldığı hukukçu bilirkişi raporuna ve hükme esas alınan 28.05.2018 tarihli inşaat bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı hususu dikkate alınmamıştır. Şöyle ki; incelenen raporun "tespitler" başlıklı bölümünde, 230 ada 5 parsel sayılı taşınmazın üzerinde 72 m2,42 m2 ve 88 m2 olmak üzere üç adet yapı olduğu belirtildiği halde raporun devamında yapılan hesaplamalarda yapıların 144 m2, 42 m2 ve 88 m2 olarak esas alındığı görülmüş, çelişkili rapora değer verilmemesi gerektiği anlaşılmıştır. Öte yandan, raporda taşınmazın arsa değerinin 2018 yılına göre belirlendiği yazılı iken, sonuç kısmında taşınmazın yapılarla birlikte çeşitli tarihlere göre toplam değerlerinin yazılı olduğu ancak bu kısımlarda arsa değerinin hangi tarihlere göre, hangi veriler esas alınarak belirlendiği hususunda da açıklık olmadığının dikkate alınması gerekmektedir.

3. Tüm bunların dışında, anılan bilirkişi raporunda 230 ada 5 parselin yapılarla birlikte toplam değerinin hesaplandığı, oysa murisin bu taşınmazda 776/6262 oranda hisse sahibi olduğu dikkate alınmadan tenkis hesaplamasının yapılmış olması da isabetsizdir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.


İletişim

Mansuroğlu Mahallesi Ege Sun Plaza A Blok 295/2 Sk. No:1/1 K:3

D:331

35530 Bayraklı/İzmir

Tel:  (0232) 489 39 36

nihatkaya@avukatnihatkayaizmir.com

Mesajınızı aldık. En kısa sürede sizinle iletişime geçeceğiz.

bottom of page